Dharma Astroloji Uzmanlık Seviye Karma Astroloji mezunu S.T.’nin kaleminden:
Bazı ikonlar sonsuza dek yaşarlar !
Prenses Diana’nın ölümünün üzerinden tam 27 yıl geçti. “Halkın Prensesi”, 31 Ağustos 1997’de vefat ettiğinde, beklenmedik ölüm haberi tüm dünyayı sarsıp, tarifsiz bir yasa boğdu. İnsanlar sanki bir aile fertlerini veya çok sevdikleri bir dostlarını kaybetmiş gibi hissettiler.
Galler Prensesi Diana Spencer’ın her kesimden insanı kendisine aşık eden cazibesini, etrafından esirgemediği şefkatini, hayranlarını derinden etkileyen hayat hikayesini ve trajik sonunu deşifre etmek için gelin, doğum haritasına bakalım ve onu yaratan yıldızları inceleyelim.
Güneş: Yengeç
“Halkın Utangaç Prensesi”
Güneşi Yengeç Burcu olan Diana’nın, burcunun özelliklerini taşıyarak ne kadar çok hayata dokunduğunu düşündüğümüzde, ona neden “Halkın Prensesi” dendiğini daha iyi anlıyoruz. Prensesin, yanındakilere sıcaklık, rahatlık ve huzur hissi yayarken, onu tanıyormuşsunuz gibi hissettiren naif, duyarlı ve koruyucu bir tarafı vardı. Diana’nın güneşi ile 9 derecede kavuşan ve “parlayan kişi, iyi huy ve yardımseverliği” simgeleyen sabit yıldız Alhena bu özellikleri daha da vurguluyor. Döneminin en çok fotoğrafı çekilen kraliyet ailesi mensubu, hatta ünlüsü olmasına rağmen, Diana hiçbir zaman başkalarına tepeden bakmadı. Tam tersine mahcup ve utangaç tavırları, insanların kendisine daha çok çekilmesine sebep oldu. Bununla birlikte, karmaşık hayatı sonsuz bir ilgi odağıydı ve hala da öyle olmaya devam ediyor. Empatik kalbi, doğal karizması ve tüm kalpleri fetheden gülümsemesine rağmen Prenses Diana aynı zamanda pek çok sırrı olan bir insandı. Duyguları, aynı yönetici gezegeni Ay kadar derin ve değişkendi. Melankoliye, hatta depresyona eğilimli olan Yengeçler gibi Diana da bu durumdan muzdaripti. Ancak onu istisnai kılan şey, ruh sağlığı ile ilgili mücadeleleri hakkında açıkça konuşan ilk kraliyet üyesi olmasıydı.
Güneşinin 7inci evlilik evinde, retroda yanık bir Merkür ile kavuşumda olması, bu mücadeleleri evliliğinde yaşadığına işaret ediyor. Yanık ve retro Merkür aynı zamanda eşi tarafından bastırılan ve söz hakkı verilmeyen bir ilişkiyi tarif ediyor. Diana’nın alçakgönüllü ve yumuşak tavırları Kraliyet ailesini ilk başlarda memnun ediyordu, ta ki Diana’nın diğer yüzü ortaya çıkana kadar !
Zira Diana’nın gökyüzü haritasını incelersek çelişkileri hemen farkederiz. Diana’nın Güneş’i Yengeç burcundayken, Yükselen burcu Yay burcunda ve Ay’ı Kova burcundaydı. Bu da astrolojideki en utangaç ve en nazik burçlardan birisini, “kafasına göre takılan“ özgür ruhlu diğer iki burçla bir araya getiren bir kombinasyondu !
Yükselen: Yay
“Maceracı, Sıra Dışı Prenses”
Prenses Diana’nın yükselen burcu maceracı, iyimser ve özgür ruhlu Yay burcundaydı. Bu da onu dünyayı gezmek, görmek ve sunduğu her şeyi deneyimlemek isteyen biri yaptı. Diana bir röportajında bu özelliğinden şöyle bahsetmişti: “Özgür bir ruh olmayı seviyorum. Bazıları bundan hoşlanmıyor ama ben böyleyim” demişti. Diana’nın evliliğinin ilerleyen yıllarında artık Kraliyet ailesinin beklediği “itaat” kelimesini umursamamasına şaşırmamak lazım !
Diana’nın gençliğinde düşkün olduğu hobileri, spor ve dans tam da bir Ateş Burcu olan Yay’la ilgiliydi. Aynı şekilde seyahat etmeyi de çok seviyordu. Galler Prensi Charles’ın yanında, dünyanın dört bir yanına yaptıkları sayısız gezilerde farklı kültürlere gösterdiği uyum herkesi şaşırtmıştı.
Yükseleninin yönetici gezegeni Jüpiter, sosyal aktivizm ve toplumsal çalışmaların burcu olan Kova’da olduğu için Diana’yı motive eden güç, toplum için çalışmak, insanları bir araya getirmek, konumundan yararlanarak bunu iyilik yapmak ve olumlu değişim için kullanmak arzusuydu. “Nerede acı görüyorsam, orada olmak, elimden geleni yapmak istiyorum”, demişti Diana. Bu hem Jüpiteri hem de Ay’ı Kova burcunda olan Prenses için inanılmaz derecede yerinde bir sözdü.
Ay: Kova
“Hümanist, hayırsever Prenses”
Prenses Diana’nın Ay’ı devrimci, insancıl ve hayırsever Kova burcunda yer almıştır. Güneş Yengeç ve Ay Kova yerleşimi, kişisel ve evrensel olanı birleştirmiş ve “anne” arketipini resmen kolektifin yararına sunmuştu. 1987 yılında, AIDS ile ilgili yanlış bilgilerin yaygın olduğu bir dönemde, hastalığın dokunma yoluyla yayılabileceği söylentisini ortadan kaldırmak için Diana bir HIV hastasıyla el sıkışarak, tek bir hareketle ezberleri bozmuştu. Gazeteci July Wade, “Bir AIDS hastasıyla el sıkışmak, bir kraliyet ailesi mensubunun 200 yıldır yaptığı en önemli şeydir” diye yazmıştı. Buna ek olarak önce Angola’da sonra Bosna’da anti-kişisel mayınların yasaklanmasını amaçlayan yolculukları, doksanlı yılların sonlarının en önemli haber manşeti olmuştu. Diana’nın Ay’ı hem 25 derecede “Parlak Kanatlar” adıyla liderlik ve özgürlük özelliklerini yansıtan Sador sabit yıldızı ile, hem de geçmiş hayattan zaten bu işlere yatkın, doğal yeteneği olduğunu gösteren Güney Ay Düğümü ile kavuşumdaydı. Bu da çağa ayak uyduran, ilerici hatta devrimci, humanist ve modern bir prenses ortaya çıkartıyordu.
Venüs’ün Aşka ve Hayatına Etkileri
Venüs, Prensesin haritasının 5.evinde (aşk ve çocuklar) ve doğal yöneticisi olduğu Boğa burcunda yer alıyor. Bu güçlü konum, beklenildiği üzere, Diana’ya güzellik, şıklık, modaya ve mücevherlere ilgi; aynı zamanda da ona aşk ve iki çocuk vermiş. Ancak Venüs’ün aldığı zararlı açılar Diana’nın yaşadığı mutsuzlukları teyid ediyor. 2. Ev, 8. Ev aksındaki Ay ve Uranüsle oluşturduğu T-kare aşkta duygularının anlaşılmamasına ve bir takım aşk skandallarına maruz kalacağını gösteriyor. Venüs ayrıca sorumluluk, kısıtlama ve zorlukların gezegeni Satürn’le de kare açı oluşturuyor. Bu açı Diana’nın muhtemelen duygusal kopukluk hissi ya da toplumsal beklentilerin ağırlığı nedeniyle ilişkilerinde zorlanmalar ve sınırlamalar yaşayabileceğini gösteriyor. Nitekim Diana’nın haritasındaki Neptün (10.ev) Jüpiter (2.ev) karesi evliliğinde yaşadığı hayalkırıklıkları ve değersizlik duygularının sağlamasını yapıyor.
Zorlu Gezegen Açılarının İpuçları
Gelelim haritanın en vurucu ipuçlarına… Prenses Diana’nın Venüs’ü, aşk, sevgi ve flört evi olan 5. Evde, ölümcül Algol sabit yıldızı ile kavuşmuş. Bu konum Diana’nın aşkı ile / aşk sebebiyle tarjik bir olay yaşayabileceğine işaret ediyor. Ölüm evi olan 8. Evde ise, Uranüs, Mars ve Plüton gibi kötücül gezegenler arasında sıkışmış olan Kuzey Ay Düğümünü görüyoruz. Her ne kadar Aslan burcundaki Kraliyet yıldızı Regulus ile güçlü bir kavuşumda da olsa, bu konum ne yazık ki “halkın sevgili prensesinin” ani (Uranüs) kazalara (Mars) açık olduğunu ve kötü kaderden kaçamayacağını (Plüton) gösteriyor.
Kaynaklar : Dharma Astroloji, İleri ve Uzmanlık Seviye dersleri
https://www.astrotheme.com/Focus-Astro-celebrity-Diana-Spencer.php
0 Yorum