Dharma Astroloji Orta Seviye mezunu Galene’nin kaleminden:
Ay – doğum-ölüm-Ay burçlarda-Ay Fazları
Ruhumuza üflenen ve bu dünyada bedenlenmemize neden olan en büyük unsur Ay’dır. Ay olmasaydı bir doğum olmazdı. Doğum olmadan önce bir ölüm olmalıydı ki doğum olabilsin. Ay bir önceki yaşamımızın sönmüş ışığıdır bu hayatta ölüm oradan gelir. Annelik güdümüz, beslenme kanalımız(ruhen-manen-madden) kadınlığımız, dişiliğimiz, ruhumuzun taşıdıkları geçmiş yaşamımızdan bu yaşamımıza getirdiklerimiz. Bir önceki yaşamımız. Bu liste daha uzar gider.
Sizlere Ay’- basit ve düz bir şekilde anlatabilirim ama Ay günlerce üzerine konuşacağımız bir ışık, bu yüzden biraz derine inip tüm mitolojik alt metinlerine ve Ay’ın tüm hallerine derinden bakacağız.
İstiridyeler dünya üzerindeki en değerli deniz canlısıdır. Öyle ki İstiridye simgeciliği Çin mitolojisinden, Azteklere, Sümerlerden Babile, Mısır’dan Yunanistan’a ve İnkalardan Mayalara kadar uzanmaktadır. İstirdye canlısı doğurganlığın bir temsili olarak kabul edilirken yine kadına ve doğuma dair çok fazla benzerlikler görülmektedir. Doğurganlık, dişilik, bereket, yeniden doğuş, nazardan korunmak, cinsellik vb. inci sembolizmi suyla ilişkili olduğu kadar kadınlarında boyunlarında taşıdıkları kendilerini değerli hissetmelerine dişiliklerini öne çıkarmakta ne kadar yardımcı bir unsur öyle değil mi? Baktığımız zaman İstiridye Kabuklarının Ay ile olan ilişkisi su ile ne kadar ilişikte ise o kadar çok benzerlikler taşımakta. Deniz Kabukları birçok kültürde eski çağlarda ritüellerde Ay’ın gel-git hareketleri sırasında kullanılmıştır. Hatta deniz kabuğu cenaze törenlerinde olduğu kadar doğum törenlerinde de kullanılmış. Deniz kabukları ile kadın üreme organları içindeki arasındaki benzerlik; istiridyenin içinde oluşan incinin jinekolojik ve embriyolojik anlamı ve istiridyeleri, suları ve ayı birleştiren ilişkilerdir. İstiridye tarihin en eski çağlarından bu zamana doğurganlığı ile bilinen bir canlı olmasından ötürü ilk sembolü ‘ANA TANRIÇA’ olarak adlandırılıyor. Çünkü cenini Dünya’ya sunan, yeni nesil üreten insan olarak gelmiş bir figür var karşımızda. Tabi bu simge eski zamanlarda her ne kadar doğurganlık ve insan oluşumunun özü ile ilişkilendirilse de o dönemlerde yapılan kolyeler, küçük kürecikler, inek, ay, yılan çizimleri tapınılan birer sembol haline gelmişlerdir. Cesetlerin boyunlarında mezar taşlarında hep deniz kabukları figürlerine rast gelinmiştir. Ve cesetler genelde doğu-Batı yönünde konumlanmıştır. Fetüs şeklinde yatırılmış olmaları da yeniden doğum düşüncesi olarak yansımaktadır.
Doğu-Batı felsefesinde güneşin doğuşu ve batışı, yeniden doğuş kültü Üst Paleolitik dönemde inci-istiridye kültü ve mezarlarda kadın -ay-su-yeniden doğum ,ölüm ve yeniden doğuşu ile ilgili sembolikler üzerinden anlatıldığına şahit oluyoruz. Sümerlerde inciler neslin üremesi anlamlarına gelirken çocuğun oluşumu anlamına da gelmektedir. Sümerlerin inciyi, yumurta ve neslin üremesi ile aynı anlamda kullanmış olmaları ilk çağlardan bu zamana inci sembolünün doğurgan yumurta anlamı içerdiğini görüyoruz. Roma ve Yunan mitolojisinde aşkın ve güzelliğin koruyucu tanrısı olarak geçen Afrodit’in (Venüs) doğumu da ne tesadüftür ki İtalyan ressam Sandro Botticelli Venüs’ü resmederken denizin köpüklü dalgaları arasından doğan istiridye kabuğu üzerindeki bir İnci misali üzerinden tasvir etmiştir.(Venüs hadım edilen Uranos’un testislerinden akan 3 damla kandan doğan çocuklarından biridir.)
Çin ve doğun felsefesinde Ay Yin olan her şeyin köküdür. Dolunaylarda Pang ve Ko istiridyeleri doludur ve Yin olan her şey boşalmaktadır. Bir boşaltım (ölüm) gerçekleşirken bir taraftan bir başka güzellik doğmaktadır (inci). Azteklerde ise midye-istiridye-Ay Tanrıçası gibi isimler ile sembolleştirilmiştir.
Tüm bu güzel sonuçlar aynı zamanda Ay’ın dünya üzerindeki etkisi sırasında istiridye kabuklarının incilerini bıraktıkları açılıp kapanmaları aynı kadınların adet döngüleri olduğu gibi etkilemektedir.
AY Astrolojide ruhumuz-duygularımız-bilinçaltımız-dişilik özelliklerimiz-koruma içgüdümüzü anlatır en basit hali ile…Güneş ve Ay haritadaki en önemli kişilik unsurlarımızı gösterir. Güneş kişiliğimizin benliğini gösterirken (bilinçli hali) Ay ise bilinçsiz halini gösterir.
Ay hangi evde ise doğum haritasında ruhumuz içimiz oraya çekilir. O evin konularında ya da burcun özelliklerinde kendimizi rahat mutlu ya da huzursuz hissederiz. Huzursuz diyorum çünkü Ay her burçta rahat hissetmez. Olumsuz açılarında da iyi değildir. Ay’ın yönetici burcu Yengeçtir. İnsanlık Ay ve Yengeç burcu ile var olmuştur. Ay-Havva anamızdır ve bu hikâye Lilith’in mitolojisine kadar gider. İlk yaratılış. Çünkü Ay Anne demektir-Kadın demektir. Annelik, ebeveynlik, anaçlık gibi kavramlar buradan gelir. Duygusal ihtiyaçlarımızı nasıl aldığımızı ya da alamadığımızı ruhumuzun tüm derinliklerinde yatan kişilik bozukluklarımızdan iyicil özelliklerimize kadar Ay’dan görürüz. İyileştirici sembolü ise Gümüştür. Kadınlarda Ay erkeklere göre daha önemli gibi gözükse de aslında erkek haritalarında da Ay -Erkeğin nasıl bir annesi olduğunu ve nasıl bir eş istediğinin bize bilgisini verir. Her ne kadar Ay anneyi anlatsa da aslında bize aynı zamanda anneyi nasıl algıladığımızı da gösterir. Bu yüzden 2 çocuk annesi bir kadın çocukları tarafından farklı algılanabilir. Çünkü her bireyin Ay’ı farklı bir evde farklı bir burçta aldığı açılarına göre şekillenir. Ay’ın olumsuz açılarında kişinin annesi ile olan iletişiminde sıkıntılar olduğunuzu görürüz. Bu yüzden gerçekten iyi bir Ay yerleşimi kişinin ruhsal bütünlüğü ve sağlığı açısından iyi bir durum teşkil eder. Geçmiş zamandan getirdiklerimizi ve enkarne olduğumuz ruhumuzun tekâmül seyrini yine Ay’ın fazlarından Prenatal haritalarda Ay’ın aldığı açılardan görürüz. Bunun için 8 Faz vardır. Yaşam deneyiminin 8 farklı aşamasını bize gösterir. Yani ruhun enkarne olmadan önceki halleri. Balzamik fazda doğan bir bireyin yaşamının son evresine geldiğini görürüz ve yine Yeni Ay da doğan bir ruhun ise bu yaşama ilk defa geldiğini düşünebiliriz. Ay’ın fazları önemlidir. Çünkü hayat kalitemizin ana hatlarını hangi fazda doğduğumuz belirler. Klasik anlamlarda çok fazla bilgiye ulaşabilirsiniz lakin ezoterik anlamlarını daha çok önemsiyorum. Çünkü Ay uydumuz olarak algılanır ama Karma da Ay uydu değildir çünkü çok büyüktür. Ay’ın hep aynı yüzü bize bakar. Değişmez veya kendi etrafında ödenmez çünkü iyiliği hep yansır bize olması gereken şey hep tek taraftan bize bakmasıdır. Buradaki felsefe Yin & Yang felsefesidir. Yani bir kod var hep aynı kodu gönderiyor. Aynı anlam ve tezahür vardır ay ile.
Ayın fazları şu şekildedir;
Yeni ay – Hilal Ay – İlkdördün – Büyüyen Kambur ay – Dolunay – Küçülen Kambur ay – Son dördün – Balzamik Ay
Hepimiz bir ay şekli ile doğarız ve bunu fazlardan görürüz.
Yeni ay Fazı ; Güneş tutulmaları Yeni Ay fazında gerçekleşir ve hayatımızda oldukça önemli başlangıçları simgeler.0-45 derece arasında görürüz yeni Ay’ı. Burada koç burcu enerjisi vardır. Bir başlangıç yeni bir enerjiden bahsedebiliriz. Çocuksu ve lider enerjisi verir. Sonunu düşünmeden ve göremeden yaptığımız şeyler. Yeni ay fazları Güneş Ay’ı örter yani erildir. Güneş erildir bu yüzden bu Yeni Aylarda eril bir enerji hakimdir bu da Mars ile alakalıdır. Bu yüzden ay tam kendini gösteremez.
Ta – ki Ay-Güneş’e kare açı yapana dek burada ise Hilal Fazını görürüz.45-90 derece arasında 90 dereceye gelene dek Hilal Fazıdır. Buradaki enerji ise artık bir şeylerin daha görünür olduğu çocukluk evresinden çıktığımız daha somut olana evrimleştiğimiz bir enerji barındırır.
90-135 derece ve 135 dereceye kadar olan faz ise İlk Dördün fazına geldiğimiz noktadır. Bu dönem diğer dönemlere nazaran daha hareketli bir enerji barındırır. Aktif kişinin sürekli kendini geliştirdiği ve mücadele etmekten yorulmadığı bir enerjidir. Bir şeyleri tamamlama enerjisidir. Biraz krizli ve mücadele gerektiren bir yapısı vardır.
135 dereceye ulaşan ay Artık Büyüyen Kambur ay dediğimiz evreye gelmiştir. Ay- Güneş arasında tam karşıtlık yaptığı yani 180 dereceye ulaşana dek bu sürer. Buradan da anlaşılacağı üzere buradaki karşıtlık ve dolan enerji bir önceki evrede başlattıklarımızın nedenini araştırdığımız bir evredir. Bu evrede doğan kişiler genelde mükemmel olma eğiliminde oldukça yaptıkları işlerden emin olmak ve mükemmeliyetçi bir kişi olmak isterler.
180-224 arası dereceye ulaştığında artık Dolunay enerjisine girmiş durumdayız. Dolunay Venüs enerjisindedir. Sonlanma, bitiş ve dengelenmesi şarttır. Burada Yeni ay da başlattığımız her şeyin artık bir sonuca ulaştığını görürüz. Bu sırada dünyadaki sular yükselir. Aynı şekilde duygularımızda yükselir. Dengeyi bulmak zorlaşır. Dolunaylar dişil enerji taşır ve artık ben buradayım görünürüm enerjisi barındırır. Bir şeylere baş kaldırdığımız bir enerjidir. Dolunaylar sonlandırma enerjisi barındırır.
225 -270 derecelerde ise Küçülen Ay fazı vardır. Ay artık burada küçülmeye başlar. Dumanı üstünde tüten olayların bu dönemde edindiğimiz tecrübe ettiğimiz tüm olayları başkaları ile paylaşmak ve bilgi paylaşımında olduğumuz bir dönemdir. Bu dönemde doğan kişiler genelde toplumsal alanlarda çok öne planda olmak isterler. Edindikleri deneyim ve tecrübeleri başkaları ile paylaşmak. Dolunayda ulaşılan sonucu başkaları ile paylaşmak ortaya çıkartmak enerjisidir. Burada Jüpiter enerjisi vardır ve bu faz da doğan kişiler için sorun ve problemler asla büyümez hayat boyu hep küçük problemler ile uğraşırlar. Daha mutaassıp tiplerdir.
270-314 derecelere ulaştığında Son Dördün Fazı çalışır. Burada yine zor ve gergin bir enerji vardır. Hırs motivasyon ve takdir edilmek istenilen bir enerjidir. Burası Satürn enerjisinde olduğundan Oğlak disiplininden bahsedebiliriz. Bu faz da doğan kişiler çok hırslı çalışkan ve azimli ve biraz soğul nevale tiplerdir. Başarılarını toplum ile paylaşmak isterler. Biraz katı kuralcı olabilirler. Burada da yine bir bitirme enerjisi vardır. Ama bu faz doğumlu kişilerin hayatları çok kolay geçmez zorluklar öyle bir gelir ki mücadele yetenekleri çok artar.
315-359 derece artık Balzamik dediğimiz Balık enerjisindeki fazdır. Burada bu fazda doğan kişiler için en önemli şey Jüpiterleri olur çünkü Jüpiter’i iyi açılar altında isem koruma sağlar haritaya eğer Jüpiter kötü açılar alıyorsa Retro-S veya kare karşıtlık açıları malefiklerden yani Ay’ı da düşük pozisyonda ise işte bu kişiyi kurbanlık koyun sınıfına sokar. Zor bir fazdır. Buradaki ezoterik bilgi acı çekerek aydınlanma verir. İnsana dair Balık enerjisi burada vazgeçiş enerjisi verir. Nefis burada çok acı çeker vazgeçiş bu yüzdendir. Ay-Jüpiter 120’liği gibi iyicil bir açısı var ise bayağı bir destek görür evrenden.
AY gökyüzünde en hızlı hareket eden ışıktır. Ortalama 2.5 günde bir burç değiştirir. Ve açıları da buna göre değişir. Sürekli bir aksiyon hali vardır Ay’da. Eskiler zamanı ölçmek mevsimleri döngüleri anlamak için hep Ay’ın hallerine doğuş batışına bakarak bir şeyleri hesaplamaya çalışmışlardır. Bu yüzden her 2,5 günde bir Ay’ın burç değiştirmesi ile bizim de duygularımız anlık ve gündelik olarak değişmektedir. Hal böyle olunca gündemlerimizde her daim değişime uğrar. Olasılıkların olabilmesi için se.im şarttır. Seçimler içinse duygu dürtülerimiz olmalıdır. Dürtü olmadan hareket olmaz. Bu yüzden Ay şarttır. Hayatı veren Güneş ise Hayata canlılığı getiren ise Ay’dır. Ay olamasaydı biz ve hayata renk veren unsurlar olmazdı.
Ay Oğlakta iken çok çalışkan soğuk ve konsantre seviyemiz yüksek olurken Ay Boğa burcunda tembellik ve çok yemek yeme iştah açıklığı verir.
Ay’ın burçlardaki EZOTERİK-OKÜLT anlamlarına baktığımızda;
Ay Koç 1.ev enerjisi;
Ruh bu dünyaya deneyimlemeye gelmiştir. Burada daha çocuksu ve başlangıç enerjisi olan bir burçtan bahsedebiliriz. Varoluş deneyimi, bilgiden yararlanmak ve bunu her ne pahasına olursa olsun sonuna kadar götürme enerjisindedir ruh. Burada daha aktif Mars enerjisi çalışır.
Ay Boğa 2. ev enerjisi;
Ruh burada fiziksel bedenin karşılığındadır. Burada ruh 5 duyudan beslenir. Daha doğrusu beslenmek ister. Yemek – içmek, sevişmek, dokunmak, şehvet, aşk, beceriler, üretmek. Fiziki manada yapılan her şey aslında. Ay Boğada yücelir. Boğa burcunu sever neden çünkü Dünya’nın burcu Boğa’dır. Çünkü bu 5 duyumuz ile yaptığımız her şey Boğa’nın sembolikleridir. Dünya’nın uydusu Ay’dır denmesinin sebebi budur. Çünkü bu varlık insan sureti ile dünyaya bedenlenmiştir. İnsan neye ihtiyacı vardır? Yeme, içme, üreme… tüm bunlar ruh bedenlendiğinde nefse sahibi oluyor. Ay Boğa nefsin kralını veririm diyor. Bir de Ay Boğa burcu olanlar cidden hiç fakirlik yaşamazlar çünkü duygularını tatmin edici maddiyatı evren başka yerden tamamlar. Tüm bu 5 duyu ile yaşaması için =) Lakin olumsuz karmik yüklerinde ciddi iflaslar verir.
Ay İkizler 3. ev enerjisi;
Ruh burada ise bilgiyi paylaşmak üzere beslenir. Okumak yazmak ama gölge tarafında da çok fazla dedikodu yapmak başkasının bilgisini kendisininmiş gibi çalmak ve başkasına aktarmak. Şimdi burada toplamak enerjisi hakimdir. Ay’ı İkizler olan kişi bilgiyi toplar ve bir cevhere dönüştürür. Ya da herhangi bir şeyi alıp değerli bir şeye dönüştürmek gibi de düşünebiliriz. İkizler şimdi burada Venüs’ün olumsuz açılarına bakmalı var ise; burada Ay’ın da olumsuz açılarında taciz, tecavüz ,akraba evliliği gibi durumları olduğunu da görebiliriz. Ticaret yapmak başkaları ile ticaret yapmayı da sever ve ister Ay İkizler sahipleri.
Ay Yengeç 4.ev enerjisi;
Yengeç insan burcudur. Yaratılan alemdir. Yengeç neydi? Ay! Ay neydi ? Ruh yani yaradılış. Şimdi burada Sirius var 14 derece evrenin Söz sahibi. Yaratan. Ay Yengeç anaçlık ve korumacı bir enerji verir. Duygusaldır diğer su gruplarında olduğu gibi…Üremenin ana merkezi gibi düşünürüz Yengeçleri. Ay Yengeç burcu olanlar çok duygusal ve bir o kadar anaç ruhlu insanlardır. Başkalarının güvenliğini aile bilincini iliklerine kadar yaşayıp yaşatırlar. Ve bu dünyaya analık yapmaya korumaya gelmişlerdir yaradan tarafından en sevilenlerdir. Çünkü Rahim yaratandan ötürü verilmiştir. Ulvidir. Köy muhtarı, vali ,yerel yöneticiler vs. Ay burcu Yengeçlerden görürüz. Besleme ve büyütme dürtüsü ile çalışır. Ay burada güçlü ve yönetici konumdadır. Ay Yengeç olan kadınlar bilge kadınlardır. Çünkü soyu devam ettirenlerdir.
Ay Aslan 5.ev enerjisi;
Ruh burada güçlü konumdadır neden? Ay Aslan kendisi için yaşamaz, kendisini onaylatmak için yaşar =)Çünkü Ego ,ego alkış ister, Yengeç’in duygusal dürtüsünden sonra Aslana gelen Ay onaylanmak ve görülmek ister. Dürtü ile çalışır. Çünkü benlik kendini güçlü hisseder Güneş’ten ötürü kimliğimize yansıdığı gibi ruhumuzda Ay Aslan’da güçlü hisseder. Burada yine aslında 5 duyudan bahsedebiliriz ama burada bu 5 duyu daha çok bizim bunu nasıl kullandığımız yönündedir. Bu da yeteneklerimiz vasıtası ile ortaya çıkar. Çocuklar gibi şen oluruz. Eğlenceli insanlardır Ay Aslan burcu mensupları. Ama gölge taraflarında aldığı olumsuz açılarda kötü çalışabilir. Egonun yani nefsin kötüye kullanımı veya gücün kötüye kullanımı gibi çünkü burada ego çalışır. Ay Aslan ego demektir aynı zamanda. Egonun yenilmemesi için ruh hep güçlü durmak isteyecektir. Gösteriş, abartı, toplum önünde kendini en güçlü göstermek kendini kabul ettirmek kısacası sahnedeki insanlar gibi algılayabiliriz. Ay Aslan ruh burada yetenekleri ile topluma kendini kabul ettirmek ile tanınırlık kazandırmak için ön planda olmak için Dünya’ya gelir. Karşıt burcu olan Kova kolektife hizmet etmeye ama ne ile yetenekleri ile geldiğini bizlere gösterir. Aşk ve sevgiye önem verir. Geçmiş yaşamda bir biriktirme enerjisi yaşamıştır bu ruhlar Ay Boğa ve Ay Aslanlar. Olumsuz karmada ciddi iflaslar verir veya aniden ölüm kalp krizi gibi.
Ay Başak 6.ev enerjisi;
Burada Başak yine iletişim Merkür etkisi vs. gibi klasik anlamlarını her yerde okuruz ama ezoterizmde Başak damıtmak ile alakalıdır. Şimdi Ay Başak çok didaktik bir yaklaşım ile mükemmeliyetçi ve son derece ruhun damıtılmış bir tarafı ile hayata köle enerjisi ile karışık bir mükemmel olma çabası içinde gelir. Kısırlık ile alakalı olan Başak kişide hangi evde ise bu ,o evin konularında her ne kadar beceri azim verse de ama aslında yine aynı evin konularında bir kısırlık da vermiş olur. Yani beceriksizlik aslında çok iyi olduğunu iddia ettiği şeyde bazı gerçekleri görememek bu da gizli kendine hayranlığından mükemmel olma çabasından gelir. Ay Başak burcu olanların %95’i bir Karma ile gelmiştir. Karmik bir borç vardır ödenmesi gereken. Ay Başak insanları bir işi en mükemmel şekilde ortaya koyma çabasındadır. Ay Başak insanlarında bir değer sorunu vardır. Değersiz hissederler burada bilinçaltı kodlarında köle enerjisi çalıştığından. Tabi Haritanın geri kalanı önemlidir elbette ama önemli ve olumsu açılarda hastalıklar ve kazalar verebilir. Bu pozisyona sahip kişilerin annelerinin genelde hastane veya sağlık sektöründe ya da memur olarak çalıştıklarını görürüz. Buradan da sürekli mükemmel olması beklenen bir çocuğun öz sevgiden mahrum kaldığını görürüz. En gizli Narsistler Ay başak burcu olanlardan çıkabilir! Dikkat edilmesi gerekir. Çok düzenli tertipli aşırı planlı hareket etmeyi sever. Başağın tüm mükemmeliyetçi sembolleri burada tavan enerjisi ile çalışır. Entelektüeldir. Sağlığına düşkündür.
Ay Terazi 7. ev enerjisi;
Ruh burada ilişki, dostluk, ikili ilişkiler ve adalet konusunda çok ön planda olur. İlla evlenmek ister, sürekli başkaları ile hareket etmek ister. Güzel kıyafetler giymek, estetik güzellik Ay Terazi kadınları güzel bir fizik ve yüze sahip olabilirler. Ama aslında estetiksel açıdan ruhları da güzeldir. Elbette olumsuz karmik durumları yok ise çünkü genelde bu kişiler ticaret ,ortaklık gibi kötü karmalarla gelmiş insanlar olarak da karşımıza çıkabilir. Eğer böyle bir şey varsa bu hayatta kötü giden evlilikler yapma ,iflas gibi ortaklık bozulmaları yaşama potansiyelleri yüksektir.
Ay Akrep 8. ev enerjisi;
Burası çok bariz ifade ile Ay’ın en rahat etmediği burçtur. Günahlarla alakalıdır. Ay Akrebi sevmez. Büyük krizler, ölümler, cinsellik, büyü, polisiyelik durumlar. İşin özüne derinine inmeyi sever. Ay Akrepler kendi dahil kimseye güvenmezler bu da onları çok yorar. Hayata hep bir olumsuz ve şüphecilikle bakarlar. Ama en iyi kehanet Astrologları Ay Akreplerden çıkar, sonra Ay Balık ve Yengeçlerde buna dahildir. Şimdi AY Akrep hep bir krizden beslenir. Kriz olmadan ruh gelişemez. Önce krizi deneyimlemek ister ki kaostan düzene geçebilsin. Tabi burada Mars ve Plüton açılarına bakmak gerekiyor. Ay’ın olumsuz malefiklerle olan açılarında ruh burada çok zorluk çeker. Hayat onun için kolay akmaz. Tabi Ay Akrep’i sevmez ama aslında ezoterizmde bu öyle değildir. Ay Akrep te çok farklıdır. Yöneticilerinin konumları farklıdır. Geçmiş enkarnelerini yöneticilerinden görürüz mesela ruh geçmiş yaşamda ne yaşamış. Ve ruh her zaman yine o geçmişte yaşadığına takılır neden çünkü yöneticisi olan Mars’ın manyetik çekimi yüzünden ruh ister istemez oraya çekilir hangi evdeyse. Güvenmeyi öğrenmek üzere güven mekanizmasını geliştirmek üzere gelmişlerdir bu dünyaya hele bakın Kuzey Düğümü Boğa olan insanlara güvenme konusunda ne kadar zorlanıyorlar bu yaşamda. Ayrıca Akrep Yahudi dinini sembolize eder. Ay Akrep kişilerin Yahudi mistisizmine çekilmelerinin nedeni budur.
Ay Yay 9. ev enerjisi;
Yay Okült Astrolojide İslamiyet’in burcudur. Mitolojisine baktığımızda burada kim var ? ZEUS =) Namı diğer aldatan, sapık Zeus=) tabi ki Ay Yay’lar sapıktır demiyoruz. Ama bir aldatma söz konusudur. Yay Ay veya güneş Venüs fark etmez. Yani Yay’ın gölge yönlerinde bu böyledir. Dış ticaret, tüccarlık hep bununla alakalıdır. Bu kişiler geçmiş enkarnasyonlarında hep Yargı, yargılanma, inanç, fanatizm, imamlık, din adamlığı, sapıklık, yalnızlık, izolasyon vardır. Jüpiter’in açıları önemlidir. Hele retro ise burada saydıklarımın bir karması ile gelmişlerdir. Ruh bu yaşamda bu yüzden sınanır ne ile dürüstlük ile. Savaşma enerjisi vardır. Bu karmik borçtan ötürü bir agresyon vardır. Sosyolojik, ilimler, yabancı yerleri gezme görme tecrübe etme seyahat ruh hep gezmek ve tecrübe etmek ister. Ruhun hep bilgiye ulaşma çabası vardır. Agresyon orada gelir. Farklı kültürleri tanıma ruhtaki kodlar bunlardır. Geçmiş yaşamda bir zehirlenme var aldanma aldatılma-Zeus’un mitolojisini düşünün bu yüzden Ay Yay’lar çok sık zehirlenir. Dikkatli olunması gerekir. Yargı-Yargılanmayı anlatır. Bazı sabit yıldız dereceleri Yay takım yıldızında bulunan kişiye şifacılık verebilir. İlk derecelere bakmak lazım herhangi bir yerleşim var mı ve tabi bir de Jüpiter’ine bakmak gereklidir.
Ay Oğlak 10.ev enerjisi;
Geçmiş yaşamda ruh yöneticilik, bir şeyin bir güruhun sorumluluğunu almış onları disipline etmiştir. Siyasi, politik, dünyevi zenginlikler. Yengeç karşıt burcunda ruhsal zenginlikse Oğlakta rahmani zevkler vermiştir. Ruh burada baskı altındadır. Kısıtlanmış, duyguları bastırıyor NEDEN? çünkü Satürn!!! Duygularını ifade edemez edemediği için de kendini mutsuz hisseder bu yüzden Ay Oğlak doğasına da uymaz, sevmez. Ay yalnızlık istemez, paylaşmak ister. Şimdi buradaki en belirgin tema annelik üzerine elbette geç anne olmak ya da zor bir annelik. Ay’ı Oğlak kişilerinde anne figürünün çok otoriter olduğunu görürüz. Oğlakta azman kavramı çok baskın çalışır. Zamanı yetiremezler. Ay Oğlaklar duygularını gösteremezler. Ve aslında Güney Düğümü Yengeç olanlar bu enkarnasyonda öğrenmesi gereken şeydir bu! Duygularını göstermemeyi Oğlakta deneyimliyor. Şimdi ruhta bir gaddarlık enkarnasyonu ile gelmiş hele ki geçmiş yaşamda eğer bir karması varsa bu yaşamda da bu kişi önümüze otoriter bir figür olarak tekrar çıkıyor. Çünkü Oğlak Takım yıldızlarında sosyopatlık ile alakalı gaddarlık sembollerini taşıyan sabit yıldızlar vardır. Şimdi burada eski bir ruhtan bahsediyoruz. Hele de Ay-Satürn kavuşumları da varsa bu ruh çok eski bir ruhtur deriz mesela. Ay Oğlak’ta bir geçlilik durumu söz konusudur. Neden Satürn Kronos geç gelen kariyer. Ruhun enkarnasyonu geç oluyor. Özellikle Uranüs Satürn karşıtlığında yaklaşık 40’yaş sonrası gelen bir ün, başarıdan bahsediyoruz. Tabi Satürn burada bize her şeyi anlatır. Oraya bakacağız.
Ay Kova 11. ev enerjisi;
Ruh burada çok iyimser ve özgürlüğüne çok düşkündür. Astrologlar, toplum sivil kuruluşlarında çalışan veya kolektife koşullu koşulsuz hizmet vermeyi ister. Hümanist ruhlardır Ay Kovalar. Marjinal olmayı severler. Geçmiş yaşamda da topluma hizmet etmiş olabilirler. Bu enkarnasyonda da yine bu tarz bir meslek gurubunda ya da topluluklar içinde yer alırlar çünkü amaçları gelecek bilgisi taşımaktır. Ruh gelecekten gelen ruh. Sıradışılık, sıradışı bilgi. Bilgi içinde su vardır. Neden çünkü bilgiyi taşır. Kova sembolü olan elinde su akan kova figürünün tezahürü budur. Bilgiyi taşımak nesillere aktarmak. Ay kovalarda aynı normal kova burçları gibi gelecekte yaşarlar. Bilgi yüklüdürler. Özgüvenli ve toplumu ileriye taşıma güdüsü ile yaşarlar. Kova demek devrimci ruh demektir. Bu yüzden antin kuntin gibi görünen fikir ve hareketler hep Kovalardan çıkar. Bu da onları anlamaya çalışan kitleleri ileri taşıyabilmek içindir aslında. Devamlı topluma bir yön verme durumu vardır bu ruhlarda. Devrimsel bir dürtü ile. Astrologlar, mucitler, kuşçular, denizciler bu yaşamda da ama geçmiş enkarnasyonlarında da bu olgular vardır. Ruhun geçmiş enkarnasyonu sinir hastalıkları gibi olumsuz açılarında tımarhane veya sinirsel rahatsızlık geçirmişlerde görürüz bunu. Ay kovalar topluma bir şey icat eder. İyilik yaparlar. Kovada da ego vardır. Ama ego burada farklı çalışır. Ay Kova egosu dünyaya bir şey öğretmekle övünür. Sayemde öğrendiniz gibi gibi…
Ay Balık 12.ev enerjisi;
Ay Balıklar tanrısal sevgi ile bütünleşmeyi çok iyi bilirler. Tanrı sevgisi kanal açıklığı çok fazladır. Hıristiyanlık bu burç ile alakalıdır. Yani Hristiyanlığın burcu Balıktır. Ulvi ilahi olan ile alakalıdır. Melankolik, kurban, sezgileri yüksek oktavda seyredendir. Kahinler bu ruhtan çıkar. Ay Balık kişileri çok bilgili, sakin, duyguları çok yüksek bir kanaldan yaşayan sezgileri güçlü bağımlılıklara çok elverişlidirler. Ruhani tarafları çok yüksektir. Ama bu elbette Ay’ın aldığı maçılar bulunduğu konum ve ev anlamını çok değiştirir. Çünkü her Ay Balık bu özellikleri taşımaz.12. ev Ay balıklar hem melankoliklik hem bağımlılığa düşkünlük ve kanal açıklığı verir en üst düzeyde, ama diğer pozisyonlar kurban pozisyonu, acıların çocuğu kıvamında bir ruh hali içinde yaşam verir. Şimdi Balık dediğimizde bir ikililik söz konusudur. Bu yüzden burada dürtüsel olarak Ay Balıklar çok kararsızdır. Ruh sürekli ikililik arasında gidip gelir. Ayak ve ayak parmakları, topuk ile alakalı sağlık sorunları verebilir. Elbette Neptün ve Jüpiter’in iyi açılarına olumsuz açılarına bakmak gereklidir. Geçmiş yaşamlarında olumsuz açılarında bu kişiler ya kurban edilmiş ya da bağımlılıklarından ötürü (alkol, uyuşturucu, her türlü madde bağımlılığı gibi )geçmiş yaşamda sağlıklarını kaybederek bu dünyaya enkarne olmuşlardır. Bu yüzden oradaki dürtüleri burada da sergileme potansiyelleri çok yüksektir. Ay Balıkta bir inzivada olma durumu vardır. Kendini feda etme. Dediğim gibi olumsuz açılarda ve konumlarda biz bunları çok iyi tercüme edebiliyoruz. Burada elbette kurban etme feda etme vurgusu ona değil bana vurun teması gibi çalışır. Fakat söylemek gerekirse tüm Okült Dünya’ya ismini duyurmuş özellikle ressamlar, yazarlar sanatın bazı dallarında müthiş yetenek verir. Ruh bu Dünya’ya geçmiş yaşamda yaşadığı ruhsal bunalımları sanat ile çözümlemek ve ketumluktan sanatını icra ederek çıkmak üzere gelmiştir. Ama olumsuz açılarda mesela 12.ev Ay 8çevde bir Neptün Akrep düşünürsek sonuç bağımlılık sonucu ölmek, intihara kadar sürükleyen olumsuz majör etkiler verebilir. Kanal açıklığı dedik ruhani ile bağlantıda olmak rüyaların gerçekliği, tanrısal şuur, tanrısal his hep bunlarla alakalıdır Ay Balık insanları. Gördükleri rüyalar geçmiş yaşamdan enkarnelerinden karmalarında gelir. Çok iyi duru görüleri vardır. Hemen hemen tüm Ay Balıklar böyledir. Adanmışlık vardır burada tanrısal adama, evrene ağaca, çiçeğe, böceğe adanmışlık bağımlılık bu dürtüden gelir. Satürn karesi gibi etkileri var ise Ay’ın ruh buraya bu kurban olmama durumunu öğrenmeye gelmiş demektir. Ama bunu da yine kurban ola ola öğrenir neden Satürn seni bu dünyada seni eğiteceğiz der.120’lik açılar ise iyi bir ruhtur. Tüm sorumluluğu almış iyi şeyler yaptığını gösterir ruhun geçmiş enkarnelerinde. Bu takım yıldızında bulunan Formalhaut önemli bir sabit yıldızdır. Masonlukla alakalıdır. Formalhaut çok güçlü bir sabit yıldızdır. Balığın ağzı demektir. Ay-Formalhaut kavuşumlu kişiler çok önemli ruhsal bağlantıları vardır. İlhamlar, rüyaları çok gerçekçidir. Görünmeyen varlıklar ile alakalıdır. Bu kişilerin gördüğü rüyalar kesinlikle çıkar. Başkalarının dertlerini taşımaktan yorulmazlar. Kişiye şan şöhret getirir. Büyük koruma sağlar.
Ay’ı günlerce, haftalarca hatta aylarca konuşabiliriz. Ay’ın Ezoterizmde veya Karma Astrolojide anlamları çok derindir.biz Karma Astrolog adayları bunları bu şekilde görür ve okuruz. Haritalar bir bütündür elbette her şey zıttı ile var olduğu gibi birbirinden de bağımsız düşünülemez. Bu yüzden Harita da Ay’ın aldığı açılar çok ince ince bakılıp okunmalıdır. Geçmiş enkarnasyonumuz doğum ve ölüm ile ilişkilendirildiğinden doğru anlatımlar çok büyük önem arz etmektedir. Son olarak toparlarsak Ay; Tanrısal alandır. Doğum ve üremek ile alakalıdır. Ay olmasaydı bizler olmazdık. Veya hayata renk veren değerler olmazdı. Kaos’tan düzene, düzenden kaosa evrilemezdik. Bakara suresinde anlatıldığı gibi ‘inin’ demek yani ruhun varlığın indirilmesinden bahseder. Adem, Havva, Lilith bunlar ölümsüzdü. Ruhun imtiyazlı ölümsüzlüğü. Dünya’ya iniyor tepede Ay var. Yani ruhlarımız Ay’ın altında ruh alemi. Ay altı ruh alemiyiz aslında. Nefs sahibi olan insan. Son sözlerimi Gandi’nin şu sözlerine vermek istiyorum; bir gün batımının harikalarına veya ayın güzelliğine hayran kaldığımda, ruhum yaratıcıya ibadette genişler”
Kalplerimizin yaratana olan bağlılığını her geçen gün daha iyi hissetmesi ve ona olan aşkın giderek yeşermesini temenni ediyorum. Hayata katkısı olsun =)
Galene
0 Yorum